Dün yemekten sonra iki saat, bugün yemekten önce iki saat (ilaç reçetesi gibi)
Ara sıra karşı çıksam da bazı söylemlere, zamanla ve koşullarla alakası var desem de müthiş keyif aldım, çok eğlendim, çok güldüm.
Gerçekten de ilaç gibi geldi :)
Peki neydi bana ilaç gibi gelen bu program?
"Kişisel Gelişim ve Eğitim Semineri"
Başta tepkiliydim ve "hiç işim olmaz, isteyenler katılsın, niye zorunlu tutuyorsunuz ki" gibi bir cümleyi söyleyerek en son girdim toplantı salonuna.
İçeride bulunan ve işinin Yönetim Danışmanlığı, isminin de İsmail KARASU olduğunu belirten beyefendi, yüzüne yapıştırdığı o hafif tebessümle ve pozitif enerjisiyle karşılıyor katılımcıları.
Öyle hoş, öyle güzel bir ortam yaratıyor ki 5 dakika geçmeden, birden bire konunun içine alıveriyor hepimizi.
Slaytlar gösteriyor, konuyla ilgili videolar izlettiriyor, sorular soruyor, örnekler veriyor.
Ama benim için en önemlisi, birebir göz temasında bulunarak konuşması.
Sunumunu o kadar doğal ve o kadar içinden gelerek yapıyor ki işini ne kadar sevdiğini anlayabiliyorsun hemen.
Peki neydi bu seminerin amacı?
Kişinin öncelikler sıralamasında birinci sıraya kendini yerleştirmesi ve burdan yola çıkarak özellikle iş hayatında başarıya ulaşması ve bunun için yine kişinin yapacağı şeyler, izleyeceği yollar...
Peki neydi kişinin yapabilecekleri?
(çoğunluğu tavsiye ve gaza getirme niteliğinde bana göre)
"Mutlu olun, sizi mutlu edecek herşeyi yapın, yapmaya çalışın, ancak o zaman verimli olabilirsiniz, kendinizi iyi ve şanslı hissetmeniz için çok şey var düşünürseniz, işiniz var mesela, eviniz, aileniz, başınızı sokacağınız bir çatınız, düşünün, sizin yerinizde olmak isteyen kaç kişi var, sağlıklısınız, bu ne kadar önemli biliyor musunuz (ki çok iyi biliyoruz), hiçbir şeyi kendinize sıkıntı yapmayın (söylemek ne kadar kolay), stres olmayın, sinirlenmeyin, önemli olan sizsiniz, ne kadar önemli ve gerekli biri olduğunuzun farkına varın, hayatta hiçbir şeyi ertelemeyin, ne istediğinizi iyi bilin, hedef koyun kendinize, isteyin yeter ki, muhakkak olur, kötü düşünmeyin, kötü düşünce kötü sonuç getirir, gez, toz, ye, iç, sev, sevil... diye uzayıp gidiyor.
Tabi seminerin verildiği yerin bir kamu kurumu, katılımcılarının da Devletimin memurları olmasından dolayı bunlara kendi yaşadıklarını, çektiği sıkıntıları örnekler vererek karşı çıkan hiç kimse olmaz mı:)
Herkes fikrini söylüyor elbette, ama İsmail KARASU'nun tepkileri, yüz ifadesi, bunlara verdiği cevaplar, işte ben tam bu noktalarda çok keyif aldım.
İlk kez katıldığım böyle bir program ilginç ve hoş bir tecrübe oldu benim için.
..........
20 yıl üstü hizmeti olan, gelişimini ve oluşumunu tamamlamış kamu görevlileri olarak bu eğitimi vermekte geç kalındığını düşünsem de çok teşekkürler İsmail KARASU, çok teşekkürler...
Başta da söylediğim gibi müthiş keyif aldım, çok eğlendim, çok güldüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder