24 Ağustos 2011 Çarşamba

Blogger N'lerini Seçiyor(muş)...MİM...

Turuncu Masallar bloğunun sahibi Sevgili Pınar, Efe ile Hayat bloğunun sahibi Sevgili Şerife ve Uğur Böceği bloğunun sahibi Sevgili Yasemin "haydi blog dünyasındaki 'N'lerini bir sırala bakalım, kimler varmış?" diye sormuşlar bana...
Hergün yüzyüze baktığınız arkadaşlarınız arasından yapılacak bu çoktan seçmeli mim çok hoşuma gitmedi ne yalan söyleyim...

Çünkü burada olup, gerçekten emek verdiğini düşündüğüm birçok blog yazarı arkadaşım var ve her biri her konuda bütün güzel olan en en enleri hakediyorlar tartışmasız...

Her türlü konuya değinen bir blogger olarak ben de kişisel görüşlerim doğrultusunda N'lerimi belirledim...çok zorlanarak tabi.

Kuralı var mı, varsa da aykırı mı bilemiyorum, aykırıysa da umursamıyorum :) ama mimleyen arkadaşlarıma karşı ayıp olmasın diye sadece takip ettiğim birçok blogdan sadece belirgin özellikleri olan birkaç bloğu kategorilendirdim ben...

Şöyle ki:

En Çok Bilgilendiren Blogger  : http://icimdengeldigigibii.blogspot.com/

En Çok Gezen Blogger             : http://geziyorumturkiye2.blogspot.com/

En Kısa ve Öz Yazan Blogger  : http://hayatgaliba.blogspot.com/

En Aşk Dolu Bloggerlar            : http://anconoz-serinmavi.blogspot.com/
                                                       http://wwwblokspotcom.blogspot.com/
                                                       http://kirilmanoktasinda.blogspot.com/

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Yürekte Büyü(t)mek...


Okulda 1. sınıf öğrencileri, bir aile fotoğrafı üzerinde tartışıyorlardı. Fotoğraftaki küçük çocuğun saç rengi, ailenin öteki bireylerinin saç renginden değişikti...Öğrencilerden biri o küçük erkek çocuğun belki de evlat edinilmiş olabileceğini söyledi. Onun bu sözünü duyan küçük bir kız öğrenci birden sesini yükseltti:

- Ben evlat edinme konusunda her şeyi bilirim...Çünkü ben de evlatlığım!..

Sınıftaki bir başka öğrenci sordu:

- Madem biliyorsun bize de anlatsana...Evlat edinilmek ne demektir?

Küçük kız kendinden emin bir biçimde bilgisini özetledi:

- Annenin karnında değil, yüreğinde büyümüşsün demektir !!!

18 Ağustos 2011 Perşembe

DinlencEğlence...

Keşke hep dinlence olsa...Tüm dinlenceler eğlenceyle geçse... Herkes buna inansa, hatta hayat hep bayram olsa :))

Karadeniz'den sonra (bknz.) Ege'nin ruhuma yaptığı doping, halâ etkisini sürdürmekte anlaşıldığı üzere :)

7 gece 8 gün süren tatilimin ilk günü sabahın en güzel saatinde sahilde gördüğüm bu kedi ve köpecik bizim de dinlenmeye ihtiyacımız var der gibi geldi bana :) Haklılar da...Herkes gibi... :))

Martılara söyleyecek sözüm yok...Onlar zaten oraların yaz-kış her dönem sahibi...


"İşte hayat bu..." dedirtiyor insana bu güzel kareler...Daha doğrusu ben her baktığımda öyle diyorum. Geçen sene de aynı yere gitmiştim. Yine aynı yerde aynı keyfi, hatta daha da fazlasını aldım.


Çandarlı (Pitane), aynı adlı körfezin kıyısına antik çağda kadın savaşçılar tarafından kurulmuş ve yüzlerce yıl Amazon Kraliçesi Pitane'nin ismini taşımış. Osmanlı egemenliği altına girdikten sonra II.Murat zamanında sadrazam olan Çandarlı Halil Paşa, Pitane'de bulunan M.Ö. 6.yüzyıla dayanan tarihi kaleyi yeniden yaptırmış ve o zamandan sonra bölge, Pitane yerine Çandarlı ismiyle anılmaya başlanmış.


Dikili ise ilçe merkezi olarak Kuzey Ege Denizi kıyısında, Karadağ’ın eteğinde kendi adı ile anılan körfezin kıyısında kurulmuş. İzmir'e 110, Çandarlı'ya ise 19 km. uzaklıkta olan Dikili, İzmir'in en kuzeydeki şirin sahil ilçesi.


Dikili, günün her saatinde öyle güzel pozlar veriyor ki insana, hangi birini çeksem, hangi birini yayınlasam diye zorluyor beni her defasında. Şu güzelliklere bakar mısınız lütfen?


Bir gün önce güneşi Dikili sahilinde batırıp, eve dönüş yolculuğunda aynı güneşi Ankara'da doğarken fotoğraflamak da ayrı bir keyif oldu benim için...Ah Ankara'mın bir de şöyle masmavi gülümseyen denizi olaymış :))


2 ay içinde güzel ülkemin 3 farklı bölgesinin havasını teneffüs etmenin, bayram tatilini de yine başka bir şehirde geçirecek olmanın verdiği mutlulukla 2011 yaz sezonunun kapanışını yapmak üzere beklemedeyim.

Hayata dair güzelliklerden mahrum kalmadığım ve sağlıkla nefes alabildiğim için şükürler olsun...

16 Ağustos 2011 Salı

İki Gün Arasındaki Sayısız Fark...

Dün doğumgünü olması nedeniyle bugün bu sayfayı Yasemin'e ayırdım. Ne istiyorsan yaz hadi dedim. Ama yanlış bir gün seçmişim galiba :(

Mutluluğunu yansıtacak birkaç cümle beklerken bakın nasıl bir halet-i ruhiye içindeymiş benim güzeller güzeli yardımcım.

Kısa ve öz yazısını yazıp bana okuduğu esnada radyoda çalan şarkı da ruh haline uygun olduğundan bu şarkı senin olsun dedim ve tuzu da biberi de ektim :(

********************
ve işte Yasemin Diyor ki;

"Sebeb-i ruh halimin özeti bu şarkı...Erkin KORAY'ın "Anma Arkadaş" şarkısı, Yıldız TİLBE yorumuyla...
Bir sevgili uğruna...Evet bir sevgili uğruna neler yaparız değil mi? Her türlü duyguyu yaşarız onunla...Özleriz yanımızdayken bile...Beraberken su gibi akıp giden zaman dursun isteriz...Sadece biz kalalım, bir olalım deriz...

Beklentiler de hep ona yansıttığımız doğrultuda olmalı diye düşünürüz. Verdiğimiz değeri, değer verilen olarak almak isteriz...Şöyle yüreğinin taa en derininden gelerek söylediği güzel bir söz bekleriz...ve daha birçok şey...
Ayakları yerden kesecek bir iki harekettir beklenen aslında...Ama boşuna olduğunu artık biliriz bu beklemelerin...ve boş olduğunu...ve boşlukta olduğumu...

Kazanmak için onca uğraş verilirken, kaybetmemek için neden hiçbir şey yapılmaz ?
Sanki kaybetmek için kazanmak gibi...Sanki ikisi aynı yolda iki yoldaş gibi...
Benim için kaybolma zamanıdır şimdi...Kimbilir belki bu sayede anlaşılır değerim...Evet evet, kaybolma zamanıdır.



Sonuç ne mi olacak?
Bilmem...Sizler cevabı biliyorsanız bana da söyler misiniz lütfen?

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Kutlu Olsun...Mutluluk Olsun...



Çocukluğunu bilsem o bölümden başlardım anlatmaya ama kendisinin söylediğine göre yaramaz bir çocukmuş. Artık yaramazlık boyutu nasıldı orasını bilemiyorum. Benim bildiğim tek şey bir dediğimi ikiletmeyen dünya güzeli yardımcım Sevgili Yasemin'in son 2 yıldır çalışma ortamımdaki elim ayağım, gözüm kulağım olduğu...
Öz kardeşim olsa anca bu kadar sever, anca bu kadar ilgilenirdim herhalde. Bilirim onun da beni öz ablası gibi gördüğünü...
Bu az ve öz giriş bölümünden sonra bugün bu güzelliğin doğum günü olmasıdır asıl konu...
Hediye olarak ne alacağıma henüz karar vermedim ama güzelliğe güzellik yapmak gerekir diye düşündüğümden 1 haftalık bayram tatilinde yapacağım Mersin seyahatine birlikte çıkma konusunda gerekli ayarlamaları yapıp bekleme aşamasına geçtim. Eğer ailesi tarafından da uygun görülürse şöyle kız kıza bir tatil yapalım diyorum :)
Hep diyorum işte seviyorum ben sevdiklerim için birşeyler yapmayı...Mutluluğum daha da bir katmerleniyor sevdiklerim mutlu olunca...Sonuçta hep ben kârlıyım görüldüğü üzere :))
....................
Sağlık, mutluluk ve huzur içinde geçireceğin nice güzel yılların olsun Sevgili Yasemin...Yüzünden gülücük, hayatından sevgi hiç eksik olmasın inşaAllah...Sevdiklerinle ve sevenlerinle yaşayacağın tüm güzelliklerin artarak artmasını diliyor, doğum gününü kutluyorum canım...

4 Ağustos 2011 Perşembe

Mavi ve Yeşil...

Artık su grubundan olan burcumun özelliğinden midir, yoksa çocukluğumun orman içinde göl kenarında bir yerde geçmiş olmasından mıdır bilemiycem ama nerede bir su birikintisi, şöyle yanında yöresinde de bir iki tutam yeşillik birşey görsem, mutluluğumu dile getiren her türlü sesi ve sözü çıkararak coşkumu, sevincimi ortaya döküp yaşadığımı hissediyorum, hissettiriyorum.


Ankara'nın orta yerinde bulunan tüm park ve bahçeleri Yiğit Kartal'la, etrafında bulunan gölleri de fırsatını bulur bulmaz arkadaşlarımla turlamam, güzel yerde güzel geçen çocukluğuma duyduğum özlemimdendir sanırım.

Sahil yerlerinde oturan insanlara da ayrı bir gıptayla bakıyorum bu sebepten...Tabi tadını çıkarıp keyfini sürebiliyorlarsa :)
Gerçi sürekli el altında olunanın kıymeti pek bilinmez...Bizler gibi maviliklere yolculuk için uzun saatler harcayıp sayılı günleri çabucak tüketmiyorlar ne de olsa :)

Şimdi bir yolculuğa daha hazırlanıyorum...Suya ulaşmak, sıcaklardan olsa gerek gözüme daha bir bet görünen Ankara'nın gri beton binaları ve boğucu görüntüsünden uzaklaşıp biraz nefes almak için...
Ankara Marşı'yla gidip İzmir Marşı'yla gelirim artık :)

Gidip de dönmeyi, dönüp de bulmayı nasip etsin Yüce Rabbim...
Görüşmek üzere kalın sağlıcakla...

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Sağlıkla...


Tüm dostların Ramazan ayı hayır ve bereket dolu olsun inşaAllah...
Dua ile...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...