PAZARTESİ günü; Ezel'in ilginç ve bir o kadar da garip olan intikam oyunlarından sıyrılıp birden bire polisiye roman kahramanı oluyor ve Behzat Ç. ile birlikte yaşadığım şehrin sokaklarında vuku bulan birçok vakayı çözüyorum...
SALI günü; taşkın bir su misali, önüne kattığı birçok şeyi hoyratça sürükleyen zamanın nasıl geçtiğini düşünüyor, geride bıraktığı iyi-kötü bütün izlere bakarak "öyle bir geçer zaman ki" diyorum...
ÇARŞAMBA günü; döküle döküle bir yığın haline gelen yaprakların artık dalında kalanlarını sayıyor olmamızın verdiği hüzünle raflarında komedinin dizili olduğu dükkana şöyle bir uğrayıp, güleriz ağlanacak halimize diyerek herkes için ortaya karışık minik gülücüklerden oluşan bir sepet hazırlıyorum.
PERŞEMBE günü; Fatmagül'ün suçunun ne olduğunu bulmaya çalışıyor, asıl suçluları bulup cezalarını kesmesi için görev günü Pazartesi, görev yeri de Ankara olan Behzat Ç. Amirimin İstanbul'da bir Perşembe gününe tayininin alınması gerektiğini düşünüyorum...
CUMA günü; haftanın yorgunluğunu atmak ve biraz da temiz hava almak için geçerken Hanım Ağa'nın çiftliğine şöyle bir uğruyor, günümüzde en büyük güç kabul edilen paranın hırs, cahillik ve sonradan görmelikle birleşerek bir insanı nasıl bir hale büründürdüğünü dehşet içinde izliyorum...
CUMARTESİ günü; Kavak yellerinin esintisiyle bir o yana, bir bu yana savrulan gençlere bakıyor, başlarından geçen türlü türlü olaylar nedeniyle kız çocuğu olamadan her biri küçük birer kadın olan dört kızkardeşin sonu ne olacak diye soruyorum...
PAZAR günü; yaşanılan bütün olayları ve yaşayan bütün kişileri magazinel yönüyle ele alıyor, başka hayatların içine girmiş olmanın verdiği o dayanılmaz yorgunlukla "ama benim de bir hayatım var" deyip kendimi kendime bırakıyor ve dinlenmeye çekiliyorum...
..........
Nereye gidiyoruz böyle...
Gerçekten çok merak ediyorum...
*.* "Başka Hayatlardan Yansıyanlar" başlığı ile daha önceden yayınlamış olduğum bu yazım, Öykü Atölyesi'nin "Televizyon" konulu kelimesi için tekrar yayınlanmıştır.
16 yorum:
Sevgili AYNUR KÜÇÜK HALA. Bir hafta bu kadar mı dizselleştirebilir.Enfes akıcılıkla yazılmış bu yazını candan kutluyorum.Çok leziz bir ifadeleriniz var.Çok keyif aldım doğrusu.
ANCONOZum;
çoook teşekkür ediyorum güzel yorumuna.
işte, elimden geldiğince, dilimin döndüğünce diyelim :))
sağol
sevgiler...
Birde bunun gündüz kuşağı var ki! soema belkide düğmeye besmak yeterlidir.
Ödül için de ayrıca çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle...
Merhabalar,
Bilgisayardan fırsat bulup televizyon seyremediğim için ben çok mutluyum. Romanlardan uyarlanan dizileri bile seyretmeye tahammülüm kalmadı artık.
Eskiden çok güzel filmler gösterime girerdi, şimdi onlar da yok artık. Siz de zaten bir haftalık televizyon dizilerini bir güzel sıralamışınız.
Haberleri izlemek için başına oturduğum televizyonda doğru dürüst yansız ve yorumsuz bir haber proğramı biel göremiyorum artık!
Ben de bundan böyle biraz gazetelerden biraz da internet üzerinden habereleri takip etmeye çalışıyorum.
Bu güzel konu ve paylaşımın için çok teşekkür ederim. Sağolun, varolun. En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla kalın!
sıkıldım dizilerden TNT deki filmleri izliyorum:)))
YAŞAMIN KIYISINDA;
of düşünemiyorum artık
dediğin gibi düğmeye basmak yeterli evet
ben de teşekkür ediyor ve kutluyorum
sevgiler...
Merhaba RECEP BEY;
söylediğiniz her bir cümleye aynen katılıyorum
çook haklısınız
teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum
sağlıcakla...
CEPAYNAm;
millet olarak hepimiz sıkıldık sıkılmasına da yine de bizi kandırıp ilgi çekecek birşeyler ortaya koyuyorlar malesef...
o kadar bıktık ki hepimiz tv'de film bile seyredemez olduk yani ben öyle oldum neredeyse...
daha öncede okumuştum bu güzel yazını
güzel anlatımınla tekrar okumak iyi geldi
güldürdün yine beni
öpüyorum :)
Ortak paydalar bu kadar guzel anlatılırdı
sevgılerımle
YASEMİNcim;
sağol canım
hep gül emi
ben de öperim :)
ÖYKÜcüm
beğendiğine sevindim canım
sağol
kocaman sevgiler benden sana...
Çok güzel bir özet olmuş, ellerine sağlık...
SAZANcım;
günaydın
çok teşekkür ederim, sağol
Diziler hepimizi kendine esir etti çok haklısın Aynurcum.
evet Ebrucum maalesef öyle
ne kadar karşı çıksak da kurtulamıyoruz bu esaretten değil mi
Yorum Gönder