30 Eylül 2010 Perşembe

Sonbaharın Sonu...


Belli ki güneş küsmüş bize, küsme vaktidir zaten, arada sırada gelmek için gitme vaktidir. Herkes gibi o da yerini, haddini bilmelidir. Hep de bilir zaten.

Sabah bir baktım, gökyüzündeki parıltısı gitmiş şehrimin.
Ankara kapalı, Ankara yağmurlu...Adında geçen kara kelimesi gibi kara bulutlarla kaplı Ankara.

İlkbahar dediğimiz aylarda sıcaktan kavrulup, sonbahar dediğimiz aylarda ise kışa direkt geçiş yapıyoruz artık. Bahar yok burada, iki mevsim var. Yaz ve kış...ve kıştayız işte. Herşeyden şikayet eden insanoğlu için yağmurdan, soğuktan, rüzgardan şikayet etme vaktidir şimdi.

Kiminin içini daraltan, kiminin ruhunu bunaltan grilikler başladı nihayet.
Nihayet diyorum çünkü, o kimilerine inat ben en çok bu havayı sever, her zaman böyle olsun isterim.

Yaşamdaki ölümle bağdaştırılan kış mevsimi sanki beni daha da bir diriltir, sanki beni daha da kendime getirir...

14 yorum:

Unknown dedi ki...

Kışı özledim diyordum yaz sıcaklarında kavrulurken,şimdi içimi hüzün kaplıyor sonbaharın yağmurlu havalarında.Aynı duyguları paylaşıyorum sizinle.Şöyle bir geçerken uğradım...

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

Mutfaktaki Rüya - ARZU;
çok teşekkür ederim ziyaretiniz için
herzaman beklerim
sevgiler...

fuat gencal dedi ki...

Her mevsimin ayrı ayrı güzelliği var. Mevlam bu güzellikleri görerek yaşamayı nasip etsin bizlere inşaallah.
Güzel paylaşım için teşekkürler.

Saygılarımla.

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

FUAT BEY;
haklısınız, bizlere her türlü duyguyu yaşatan mevsimleri görerek yaşayalım inşaallah...
ben de teşekkür ederim ziyaretiniz için
saygılar...

Yasemin dedi ki...

sürekli değil ama arada sırada böyle kapalı havaları ben de çok severim
evime kapanmak gelir içimden,
hüzün en çok da bu havalara yakışıyor ya da havanın görüntüsü insanın hüzünlü olmasına neden oluyor
beni kendi içime kapanmaya zorluyor sanki

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

YASEMİN;
ilkbaharda doğanın da canlanmasıyla birlikte biz insanlar da kıpır kıpır olurken, sona doğru yaklaşmanın hüznü müdür nedir bilemedim sonbaharda alır hepimizi hava gibi kapalı bir hal
mevsimler insana her duyguyu yaşatıyor işte
sevgiler...

okuyucu dedi ki...

bence güneş parlamalı herdaim
böyle pırıl pırıl olmalı etraf
içim de kıpır kıpır :)

parlak günler :)) diliyorum

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

OKUYUCU;
işte, herkesin tercihi değişik
ne diyelim sana da herzaman parlak günler olsun her alanda
teşekkürler
sevgiler...

Unknown dedi ki...

ben de dirilirim nedense böylesi havalarda içimi daha çok açar pus yağmur rüzgar...

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

aynıyız desene Fundacım :)

ANNEMİNELİ dedi ki...

Aynurcuğum bu yıl yaz beni biraz çok yordu....Ama yinede kış degilde, sonbahar ve ilkbahardan yanayım; gerçi artık onlarda mevsimliklerini yapamıyor..Canım paylaşıma ve bloguma yaptığın katkıya gönülden teşekkürlerrrr...

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

ANNEMİNELİ;
dinlenme zamanıdır o zaman Zehra Ablacım
mevsimler konusunda söylediklerine aynen katılıyorum
ben de çok teşekkür eder, herzaman beklerim
sevgiler...

Adsız dedi ki...

Merhabalar Küçük Hala,

Baharı, her mevsime yeğlerim. Sobaharın da kendine göre güzellikleri vardır. Sonbahar da bana çok şeyler anlatır. Ancak, sizin de dediğiniz gibi, sonbaharı bir sonbahar gibi yaşıyamıyoruz ki, kış gelip hemen üzerine oturuveriyor, aynen yazın ilkbahar mevsiminin üzerine oturduğu gibi. Söyleminize katılyorum. Artık iki mevsime kaldık. Yaz ve kış. Baharlarımız elimizden alındı.

Allah'a hep şöyle dua etmez miyiz? "Allahım, yazımızı yaz, kışımızı kış eyle!"diye...

Çünkü, bir zaman sonra bu mevsimler de elimizden alınacak ve sahip olduğumuz bu iki mevsimi de kaybedeceğiz.

Bu güzel paylaşımından dolayı teşekkür ederim.

Mevsimlerimizi bu hale getiren insanoğlundan korkulur. Bize teslim edilen dünyanın tüm güzelliklerini har vurup harman savuran insanoğlunun ıslahı ve hidayeti için yaratıcıya dua etmekten başka çaremiz kalmadı. Yoksa, haddini aşan bu insanoğlunu yine bir insanoğlunun terbiye etmesi artık mümkün değil!..

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

Merhaba RECEP BEY;
ne kadar haklısınız
biz insanlar elimizdekilerin kıymetini bilmeyip kaybedince de tekrar ona sahip olmak için harcıyoruz vaktimizi, emeğimizi, herşeyimizi...ama vakit o kadar geçmiş oluyor ki yapacak birşey de kalmıyor nafile çabadan başka.
doğamızı da böyle böyle yitirmeye başladık malesef
sizin de dediğiniz gibi haddini aşan bu insanoğlunu yine bir insanoğlunun terbiye etmesi artık mümkün değil...
ne gam!...
Allah sonumuzu hayır etsin

saygılar

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...