26 Ağustos 2010 Perşembe

Reklamları İzlediniz...


Reklam işiyle uğraşanlara ayrı bir gıptayla bakıyorum ben. Görüntü, söz, müzik, konu, oyunculuk...Tamamen kollektif bir çalışma.
O nasıl bir hayal gücüdür ki ürün tanıtımı yapılırken insanı alıp götürür.
Bir perde reklamı insanı bu kadar mı dinlendirir.
Bir banka reklamı insanda bu kadar mı borç yap/kredi çek isteği uyandırır :)
Nasıl böyle bir istek uyanmasın ki, faiz oranı Ankara havaları eşliğinde oynayıp duruyor :)
Ya da bir çikolata reklamı, içine düşüp yerken boğulayım bu denizde dedirtir.
İstediği duyguyu yaşatıyor hedef kitleye bu sektör. Gül, düşün, oyna, ağla...
Eskiden bir reklam vardı, bir bankanın müdür beyi (rahmetli oldu sanırım) hamam sahneleri, of, seyrettikçe kendimden geçerdim. Sanki ben ordayım da o rahatlama hissini sonuna kadar yaşıyorum.
Bir başka bankanın reklamına da bayılırdım. Hızlandırılmış çekim, ekip neredeyse 20 değişik konuya giriyordu şekillerle, süperdi.
ATATÜRK'ün kullanıldığı reklamlara ise zaten diyecek yok. En sonuncu mesela, sigorta şirketi reklamı. Ne kadar vurucu yaşlı amcanın söyledikleri.
Yeter ki ilgi çeksin, akıllarda kalsın, hedef kitle ürünü hiç olmazsa bir kez alsın diye, ne paralar harcanıyor, kimler, neler kullanılmıyor ki...
* Sütü seven insanlar için uçuşan inekler,
* Hamarat kadınlar için her türlü temizlik malzemeleri,
* Benzersiz lezzete asla hayır diyemeyen ve bu cümleyi kurabilen 5-6 yaşlarındaki çikolata seven bebe,
* Beyazlarınızı sonsuza kadar kapatacak saç boyaları,
* Her birinizi Messi yapacak spor ayakkabıları,
* Bir miktar kullanımıyla cildinizi pürüssüz kılacak, bebek cildi gibi yapacak, güzelliğinize güzellik katacak o makyaj malzemeleri,
* Hele o şampuan reklamları yok mu, olmayan saçlara bile hacim kazandıracak...
Daha neler neler, hepsi bu sektörde
Ama benim en çok kızdığım, yiyecek reklamları.
Alamayanları düşünüyorum, özellikle de çocukları...Üzülüyorum.
..........
Bu kadar konuştum reklamlar hakkında. Bari şöyle kendimce ortaya karışık bir tanım yapayım da bitireyim bu neden yazdığımı bilmediğim yazıyı :)
HEDEF KİTLEYİ SATIN ALMA EYLEMİNE YÖNELTEN, BUNUN İÇİN HER TÜRLÜ YOLU DENEYEN, HERŞEYİ / HERKESİ KULLANAN ve HİÇ OLMAZSA MERAK UYANDIRIP BİR KEZ BARİ ALINSIN DİYE HEDEF KİTLEYE DOĞRU AKAN İLETİLER BÜTÜNÜ...
Yeter ki ürün en akılda kalıcı ve en iyi şekilde tanıtılsın, herkes herkes alsın, hatta alamayanlar bile...

4 yorum:

Yasemin dedi ki...

kesinlikle katılıyorum
özellikle yiyecek reklamlarının o iştah açıca görüntüleri yokmu
insan düşünmeden edemiyor doğrusu acaba bunları alamayanlar ne yapıyor diye
diğer taraftan ürününü tanıtmak isteyen firmalar da tabiki bunu yapmak zorunda yoksa nasıl haberimiz olacakki diye düşünmekteyim
hepsi zincirleme ve herşey karmakarışık içiçe geçmiş gibi
duyguyu işin içine dahil edince haksızlık yapılıyormuş gibi gelsede vazgeçilmezimiz reklamlar
güzel yazıydı

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

YASEMİN;
çok haklısın, zaten herşey bu duygunun yüzünden :)
ben de sana katılıyorum
çok teşekkür ederim
sevgiler...

Adsız dedi ki...

Merhabalar,
Gönlü engin, yüreği güzel hemşehrim, sizi tebrik ederim. Bana göre konuyu tüm yönleriyle çok güzel bir şekilde ele almışınız. Hafızamı biraz zorladım ama, hiç bir tane beğendiğim bir reklam sahnesini aklıma getiremedim. Malum biz artık ne taşa, ne de kuma yazabiliyoruz. Biz artık suya yazıyoruz.
Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın.

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

Merhaba Recep Bey;
güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim ama suya yazma konusunda size katılmıyorum
olsa olsa ancak kayda değer bulmadığınız ya da önemsemediğiniz için hatırlamıyor olabilirsiniz
saygılar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...