29 Haziran 2010 Salı

Yaşamdaki Acılar...


Hintli yaşlı bir usta, çırağının sürekli her şeyden şikayet etmesinden bıkmıştır. Bir gün çırağını tuz almaya gönderir.

Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde yaşlı usta  ona bir avuç tuzu bir bardak suya atıp içmesini söyler. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yapar ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başlar.

"Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle "acı" diye cevap verir.

Usta çırağını kolundan tutar ve dışarı götürür. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına giderler ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp gölden su içmesini söyler. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken, usta aynı soruyu sorar: "Tadı nasıl ?"

"Ferahlatıcı" diye cevap verir genç çırak.

"Tuzun tadını aldın mı ?" diye sorar yaşlı adam, "hayır" diye cevaplar çırağı.

Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş çırağının yanına oturur ve şöyle der:

"Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının şiddeti, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acın olduğunda yapman gereken tek şey acı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."


4 yorum:

Yasemin dedi ki...

keşke bunu hep yapabilsek ama her zaman olmuyor işte gözümüzde de içimizde de büyütüyoruz her türlü acımızı, mutsuzluğumuzu...

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

YASEMİN;
evet çok haklısın

ANNEMİNELİ dedi ki...

Çok hoş şeyler,yapanlar gerçekten sanatçılar.Paylaşıma teşekkürler sevgilerrr.Öptüm....Bende göl olmaya çalışacağım....

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

ANNEMİNELİ;
ben de teşekkür ederim :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...