Bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mart 2013 Perşembe

Son Birkaç Günümüz...

18 Mart sabahı dünyaya gelen şu minik kuzunun mis kokusunu içimize çekmekle geçti...


Yavru Kartallarım delikanlı olma yolunda hızla ilerlerken, o özlediğim bebek kokusunu bu küçük hanım sayesinde birazcık giderdim :)
Tanıştırmayı unuttum bu arada...Bu minnacık yavru kuş Fatoş Ablamın (yani büyük görümcem oluyor kendisi) henüz 10 günlük olan torunu MAİ MİRA Hanım :)
Kayınvalidem ve ben Dikili'den kalkıp bu güzelliği görmeye, koklamaya İzmir'e gittik. Görünce de ayrılamadık tabi...Haftasonuna birkaç günlük kafa iznini de ekledim ki daha fazla vakit geçirelim diye ama yine de yetmedi :)
Anlaşıldığı üzere haftasonlarını nerede geçireceğimiz artık belli...Bu minik kuş sayesinde Dikili-İzmir arası yolları gide gele aşındırırız gibi geliyor bana :)


4 kuşağı birarada tutan bu fotoğraf bence çok özel...Mai Mira bebek burada anne, anneanne ve anneannesinin annesiyle birlikte fotoğraf karelerinde yeralıyor ve bu bakımdan çok şanslı :)
Hayatı boyunca şansı da bahtı da hep açık olur inşaAllah...


Yüzün hep gülsün kuzucuk...Mutlulukla geçireceğin, başarılarla dolu, sağlıklı, güzel ve uzun bir ömrün olsun...Rabbim seni ve bütün evlatları anne, baba ve tüm sevdiklerine bağışlasın inşaAllah...

6 Aralık 2010 Pazartesi

Hoşgeldin Yağız Kartal Bebek...


(doğumundan sadece 3,5 saat sonra Küçük Hala Aynur tarafından çekilmiştir.)


İnsanın yüzüne yayılan kocaman gülümsemenin nedenidir bence bir çiçekler, bir de bebekler…
Yüzümüzden ruhumuza sıcacık akan, içimizi ısıtan, her şeyi unutmamıza neden olan...
Dünyaya gelir gelmez hayatımızdaki yerini bir anda alıveren bu harika varlık da sımsıcak gülümsetti bizi

Hoşgeldin Yağız Kartal Bebek
Hoşgeldin
Neşe getirdin, mutluluk getirdin, tatlı heyecan getirdin…

3 Aralık 2010 Cuma

Minik Misafirimiz Geldiii...

Yiğit Kartal'ın gelişini bekleyişimizin (bknz.) üzerinden 1 yıl 7 ay geçtikten sonra teknolojinin nimeti yine aynı ekranın karşısındayız kardeşim ve ben...Bu kez beklenen ise en minik kartal :)
Bugün sabah 08:30'dan itibaren geçen her isme onlarca defa baktık.
Ta ki beklediğimiz güzel haberi alana kadar :)

Kızların arasında kalan şu yakışıklı erkek var ya, işte o bizim yeni minik kartalımız.
O kadar yakışıklı ki şimdiden sarmışlar etrafını :)

Yine aynı tatlı heyecan, yine aynı sevinç ve mutluluk :)
Yine yüzlerimize yayılan kocaman gülümseme :)

(Allah (c.c) dileyen herkese böyle bir sevinç yaşatsın inşaAllah, sağlıkla...)

20 Ağustos 2010 Cuma

Kız mı, Erkek mi...

Kaç zamandır öğrensek mi öğrenmesek mi, aman öğrenmeyelim, sürpriz olsun diye diye en sonunda dün ani bir kararla "hadi öğrenelim" diyen kardeşim ve gelinimiz akşam arayıp haberi verince yine havalara uçtuk.
Sürpriz olsun dedikleri için, "bilsek de ona göre hazırlık yapsak" isteğimizi dile getirmedik hiç ama meraktan da ölüyorduk ne yalan söyleyeyim.

Acaba minik bir hanımefendi mi, yoksa bir beyefendi mi gelecek diye artık tahmin yapmaya gerek kalmadı.

Küçük Abimizin (bknz.) bir kız kardeşi mi, yoksa bir erkek kardeşi mi olacağı sorusu cevabını buldu nihayet.

Annesinin minik bir kız çocuğu istemesine karşılık, Allah biliyor ya, "önce sağlığı yerinde olsun, sonra erkek olsun" :) diye ettiğim dualarım kabul oldu kendi adıma :))
Yiğit Beyimizin dünyaya gelişinden duyduğumuz mutluluğun  (bknz.) aynısını kısa bir süre sonra tekrar yaşayacak olmaktan dolayı ayrıca mutluyuz.

Evet, bir Yavru Kartal daha geliyor dünyamıza hayırlısıyla inşaallah.

14 Nisan 2010 Çarşamba

Hoşgeldin Yiğit Kartal Bebek...

İnsanın yüzüne yayılan kocaman gülümsemenin nedenidir bence bir çiçekler, bir de bebekler…
Yüzümüzden ruhumuza sıcacık akan, içimizi ısıtan, her şeyi unutmamıza neden olan...
Dünyaya geldiği andan itibaren hayatımızdaki yerini bir anda alıveren bu harika varlık da sımsıcak gülümsetti bizi

Hoşgeldin Yiğit Kartal Bebek
Hoşgeldin
Neşe getirdin, mutluluk getirdin, tatlı heyecan getirdin…

11 Nisan 2010 Pazar

Misafirimiz Geliyor Geliyor ve Geldiii…

Teknolojinin nimeti olarak beklediğimiz haberi elektronik ekrandan alıyoruz, okuyoruz (2.sıra)
Kardeşimin sevinci görülmeye değer
- Abla, “erkek” yazıyor bak
- Ne yazacaktı ki ablacım, zaten belliydi ya :))
- Ne bileyim abla, son dakikada değişiklik falan olur, bir sürprizle karşılaşırız diye korkuyordum.
Gülüşmeler, tebrik etmeler
Sonra bekliyoruz ki bizi çağırsınlar, yeni annemizin ve bebeğimizin durumunu yakından görelim, onun için özene bezene alıp hazırladığımız cicileri teslim edelim.
Bekliyoruz….hala bekliyoruz ve hala ses yok
.......???.......
Sonra gidip soruyoruz, neden yukarı çağırılmıyoruz diye
Bakıyor pc başındaki görevli kız, sezeryan olmuş sizinki
aa öyle mi? Normal doğum olacak diye beklerken, neyse diyoruz, her ikisi için en sağlıklısından en sıhhatlisinden olsun da böyle olsun
Hastanelerin malum kurallarını aşarak yukarı çıkıyorum ben, biraz tedirgin biraz ürkek
Annemizi görüyorum önce, içeri giremiyorum ama kapıdan bakıp “Sonnur, buradayız ablacım” diye sesleniyorum ki bilsin de kendini yalnız hissetmesin diye. Kötü görünüyor, ama normaldir herhalde diyorum kendi kendime. Sabah 09.00’dan taa 17.00’ye kadar içerde ne çektiğini bir o, bir Allah bilir tabi
Sonra hemşireye doğru ilerleyip minicik kıyafetlerini bırakıyorum ve soruyorum:
“Bebeğimiz nerde, görmemiz mümkün mü ?”
Cevap: Yoğun bakımda
…..?????.....
Nasıl yani?
İnin bir kat aşağıya oradan sorun, yoğun bakım orası
Hatırlamıyorum nasıl gittiğimi, oraya nasıl vardığımı
Bakınıyorum etrafa kimse yok
Allahım diyorum, lütfen tekrar sınama bizi, kardeşimi lütfen Allahım lütfen, yalvarıyorum…
Hala kimse yok, nerde bunlar, nasıl bir yer ki bir tane görevli yok, sağa bak sola bak yokkk
İniyorum tekrar aşağıya, meraklı gözler bana yönelmiş, söylüyorum kardeşime, annemiz iyi çok şükür ama bebeğimiz yoğun bakımdaymış, oraya gittim, kimseler yok
Birden yüzüne inen sisi görüyorum, yüreğimde bir sızı, dilimde aynı dua, aynı yakarış
Koşturuyor hemen en lazım gelen tanıdığa, hastanenin kantinini işleten arkadaşına
O da ilgileniyor sağolsun “yok bir şeyi” diyor “meraklanmayın, önlem amaçlı alıyorlar oraya”
Ama meraklanıyoruz işte, söylemekle olmuyor ki bu, adı üstünde bakımın yoğun yapıldığı yerde yavrumuz
Muhatap bulamıyoruz ki soralım
Niyeee? Niye orda?
(Sonradan öğreniyoruz ki normal doğum yapılsın diye bekleniliyor ve bu sürede iki kez minicik kalbi duruyor annesinin karnında ve hemen sezeryan yapıyorlar ve solunum güçlüğü çekiyor)
Üçüncü gün çok şükür mutlu haberi alıyorum kardeşimden
-Abla, biz çıkıyoruz hastaneden
-Oh, şükürler olsun, nasıllar, iyiler değil mi? bir şeyleri yok ?
-İyiler, işlemleri yaptırdım, bebeğimizi bekliyoruz
-Gözümüz aydın olsun…
Dualar eksik olmuyor dilimden
Sesinden anlaşılıyor zaten herşey kardeşimin gözlerinin içi gülüyor, yüzündeki sis dağılmış, aydınlanmış belli :))
Yanında sevgili eşi ve kucağında biricik güneşi (öyle hitabediyor :) ) evladıyla…

10 Nisan 2010 Cumartesi

Mutlu Haber...

Öğrendik ki yeni bir can gelecek dünyaya, havalara uçtuk, mutlu olduk, sevindik
önce sağlık diledik, eli ayağı düzgün olsun dedik, her yeri tastamam olsun istedik
dualarımızı hiç eksik etmedik
sonra gelince o can dünyaya
şükrettik şükrettik...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...